top of page

Levershare

WHITEPAPER

Levershare:
Gelir Eşitsizliklerinin Kendi Kendini Düzeltme Potansiyelini Açığa Çıkaracak Bir Web3 Ekosistemi

Abstract

Günümüz insanının gelir eşitsizlikleri karşısındaki durumunu en iyi özetleyen ifade öğrenilmiş çaresizliktir. Çünkü bilindik aktörlerin yüzyıllardır uyguladığı geleneksel yöntemler, bu küresel sorunla mücadelede yetersiz kalıyor. Oysa zaman değişmiş ve yeni teknolojiler daha büyük fırsatların gün yüzüne çıkmasını sağlamıştır. Bu çalışma, gelir eşitsizliklerinin azaltılmasında merkeziyetsiz teknolojilerin ne denli büyük bir potansiyele sahip olduğunu ispatlamaktadır. Ayrıca atılacak doğru adımlarla dünya ekonomisi içerisindeki bu büyük boşluğun doldurulabileceğini ve her bir dünya vatandaşının ekonomik çıkarlarının maksimize edilebileceğini kanıtlar.

Giriş

Tıpkı yer kabuğunun altında biriken ve sonunda yıkıcı bir kuvvet olarak kendini gösteren sismik enerji gibi, yüzyıllardır süregelen gelir eşitsizliği de toplumsal fay hatlarında muazzam bir ekonomik enerji biriktirmiştir. Bu enerjinin büyüklüğü, onun potansiyelini tahmin etmeyi zorlaştırsa da, eğer uygun bir kıvılcımla serbest bırakılırsa, sadece ekonomik düzeni değil, sosyal dokuyu da kökten dönüştürebilecek bir güce sahiptir. Ancak, bu değişim için gerekli olan kıvılcım, spontane bir olaydan ziyade, bilinçli bir müdahale gerektirir.


Levershare, gelir eşitsizliklerinin içinde saklı bu devasa ekonomik enerjiyi serbest bırakmayı amaçlayan yenilikçi ve merkeziyetsiz bir Web3 ekosistemidir. Bizim yaklaşımımız, merkeziyetsiz teknolojilerin gücü sayesinde, onları özelleştirerek ve yeni yollar açarak kuralları yeniden tanımlamak ve bu enerjiyi harekete geçirmektir. Levershare, merkeziyetsiz teknolojilerin sağladığı esneklikle, ekonomi ile birlikte ve onun ötesinde, çeşitli alanlarda derinlemesine dönüşümler yaratma potansiyeline sahiptir. Bu da gerçek bir kitlesel benimsenme ve büyük bir topluluk potansiyeli anlamına gelmektedir. Levershare'in temelinde yatan fırsat eşitliği ilkesiyle, bu whitepaper'ı okuyan herkes, kendisi için değerli bilgiler bulacak ve bu heyecan verici ekosistemin bir parçası olma fırsatını keşfedecektir.

Bölüm 1: Sorunun Analizi, Çözüm Önerisi ve Fırsatların Belirlenmesi

Gelir eşitsizliğinin tarihi, insanlık tarihi kadar eskidir ve günümüzün en büyük sorunlarından birini temsil etmektedir. Tarih boyunca, toplumların bu adaletsizliği çözme çabaları, isyanlardan reformlara kadar geniş bir yelpazede şekillendi; devletler, kurumlar ve bireyler çeşitli stratejilerle bu meydan okumaya çözüm bulmaya çalıştı. Ancak, ne yazık ki, bu girişimler genellikle yetersiz kaldı ve kayda değer bir ilerleme sağlanamadı. Buradaki temel sorun, amaç-araç uyumsuzluklarıdır; kullanılan yöntemler hedeflenen sorunun çözümünü sağlayamayacaktır.


Diğer taraftan gelir eşitsizliğini tamamen ortadan kaldırma çabası, gerçekçi olmaktan uzaktır. Çünkü bu sorunun, değer üretimine dayanan makul ve mantıklı bir nedeni vardır. Yani, gelir eşitsizliği bir sonuçtur. Bu durumda sebeplere odaklanmak yani fırsat eşitliğine yönelmek, her bireye kendi gelir ve servetlerini oluşturabilecekleri adil şartlar sunmayı hedeflemek gerekir.


Merkeziyetsiz teknolojiler, bu paradigmayı tamamen dönüştürme potansiyeline sahiptir. Fırsat eşitliği temelinde dizayn edilmiş bir Web3 ekosistemi, kişisel özgürlük ve tercihlerin ön planda olduğu, eşitsizliklerin minimize edildiği ya da tamamen ortadan kaldırıldığı bir ortamın kapılarını aralar. Böyle bir ortamda fırsat eşitliğinin sunduğu imkanlar öylesine güçlü olacaktır ki olası eşitsizlikler bireylerin özgür iradeleri ile istedikleri bir sonuç olacaktır. Bu yenilikçi ortam, sadece geniş ve erişilebilir olmakla kalmaz, aynı zamanda tüm insanlık için adil ve çekici bir fırsat alanı yaratır. Böylesi bir ekosistem, gerçek dünyadaki eşitsizliğin kökenlerini, toplumsal eşitlik ve adaleti teşvik eden araçlar olarak yeniden değerlendirip kullanabilir.
 

O halde öncelikle gelir eşitsizliğini kısaca ele alıp incelemeli ve daha sonra bunun içinde saklı fırsatı nasıl ortaya çıkarabileceğimizi analiz etmeliyiz. Çalışmada, dizayn ettiğimiz ekosistemin bileşenlerini, amaçlarını ve yöntemlerini bilimsel bulgularla destekleyecek ve bahsettiğimiz ekosistemin dünya ekonomisi için nasıl ve neden bir ihtiyaç olduğunu ispatlayacağız. Dolayısı ile geliştirdiğimiz bu yöntem, gelir eşitsizliğinin azaltılmasını amaçlayan diğer yöntemlerden farklı olarak, pasif, edilgen, ikincil ve zayıf değil, proaktif, etkin, güçlü ve orijinaldir.

1.1. Gelir Eşitsizliği - Kapsamlı Bir Ekonomik Analiz

Gelir eşitsizliği hakkında yapılmış bilimsel çalışmalar çok değerli sonuçlar ortaya koymuş olsa da burada bu konuyu mümkün olduğunca konsantre bir halde sunarak kendi çalışmamızın detaylarına ilerlemeliyiz. Gelir eşitsizliğinin bir sonucu olan servet eşitsizliğini net olarak anlayıp nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu ortaya koymamız yeterli olacaktır. Bunun için, UBS tarafından her yıl yenilenen Global Wealth Report’un en son versiyonundan faydalanalım.

Şekil 1: Servet Dağılım Piramidi

Whitepaper Üçgen -2_edited.png

Kaynak: UBS Global Wealth Report 2023, https://www.visualcapitalist.com

Yukarıdaki şekil 2022 yılı küresel servet dağılımını göstermektedir. Şekil sadece yetişkinleri incelemeye aldığı için yaklaşık 5,3 milyar insandan bahseder. Buna göre en alt katmanda yer alan 2,8 milyar insanın, yani dünya nüfusunun %52’sinin, net serveti 10.000 doların altındadır. Bu kişilerin muhtemelen hiçbir şeyleri yok. Hatta net servetleri negatif bile olabilir. Bir üst kategoride ise 10.000 dolar ile 100.000 dolar arası servete sahip kişiler yer almaktadır ve bu kişilerin oranı ise %34’tür. İki alt kategoride yer alan kitle, toplam dünya nüfusunun %87’sini oluştururken dünya servetinin %14,8’ine sahiptir.
Bir üst kategoride ise serveti 100 bin dolar ile 1 milyon dolar arasında olan kitle gösterilmektedir. Sadece 642 milyon insandan oluşan bu grup, dünya servetinin %39’undan daha fazlasını ellerinde bulundurmaktadır. Alt iki kategoride yer alan yaklaşık 4,6 milyar insanın toplam servetinin iki katından daha fazlasının bu grup tarafından kontrol edildiğini özellikle belirtmek gerekir.
Servet eşitsizliğinin derinliğini anlamak için en üst kategoriyi dikkatle incelemek gerekir. 1 milyon doların üstünde net servete sahip, dünya nüfusunun %1.1’ini oluşturan sadece 49.4 milyon insan, dünya servetinin %45’ini kontrol etmektedir. Evet, nüfusun %1’inin, servetin yarısına yakınını elinde bulunduruyor olması sadece alt kategorilerde yer alan insanların değil üst kategorilerdekilerin de sorunudur.
Buna rağmen eşitlikten oldukça uzak olan bu dağılımın haklı yanları da vardır. Nesiller arası miras yoluyla aktarılmış olsa bile, yasal yollardan elde edilmiş olması koşuluyla bu dağılımda bir anlamsızlık yoktur. Çünkü bu bir sonuçtur. Gerçek dünyanın servet yaratımına yol açan doğal mekanizmasının bu tabloyu ortaya çıkarması normaldir. Anormallik fırsat eşitsizliklerindedir. Yani herkese eşit fırsatlar sunulsaydı bu dağılımın daha adilane olacağını ve hatta bir sorun oluşturmayacağını rahatlıkla söyleyebilirdik. Çalışmamızın kökleri işte buralara dayanır ve dünya servetinin oluşum serüveninin yeniden canlandırılmasını hedefler. Bunu bir tür simülasyon olarak düşünebiliriz. Ancak gerçek dünyadan ders alınmış ve eşitsizlik yaratan faktörler bu kez fırsat eşitliği yaratacak şekilde dizayn edilmiştir.
Gerçek dünyada gelir eşitsizliklerine sebep olan üç önemli faktör; sermaye kazançları, teknolojik yenilikler ve beşeri sermayedir. Geleneksel sistem ve ekonomik ortamda bu faktörlerin eşitsizlik yaratmasını engellemek mümkün değildir. Bu yönde atılan çabaların da yetersiz ve etkisiz kaldığına zaten gün be gün şahit olmaktayız. Ancak merkeziyetsiz teknolojiler, bunların eşitsizlik yaratan birer faktör olmaktan çıkarak fırsat eşitliği temelinde modern bir ekosistem kurabilmeyi mümkün kılmaktadır. Şimdi bu faktörlere kısaca göz atalım.

 

1.1.1 Sermaye Kazançları

Gelir eşitsizliğinin en büyük kaynağı, Thomas Piketty'nin Capital in the Twenty-First Century (2017) adlı eserinde de belirtildiği üzere, sermaye birikiminin ve ekonomik büyümenin asimetrik doğasından kaynaklanmaktadır. Piketty'nin analizleri, sermayenin getirisinin, genel ekonomik büyümeden daha hızlı bir oranda arttığını ve bunun, servetin birikiminde ve dağılımında ciddi eşitsizliklere yol açtığını ortaya koymaktadır. Sermaye bir kez elde edilip yatırımla çoğaltılmaya başladığında hızlı bir büyüme patikasına girer ve bu birikim nesiller arası aktarım yoluyla büyük ekonomik eşitsizliklere yol açar.


Diğer taraftan sermaye kazançlarının, sermaye miktarı ile orantılı arttığı da bir gerçektir. Yani sermaye piyasalarında büyük oyuncular küçük oyunculara göre daha çok ve daha sağlam kazanırlar. Finansal piyasaların yapısı ile doğası, büyük sermayeli oyunculara daha fazla kazanmalarını mümkün kılacak geniş bir hareket alanı sağlayan bir tür kaldıraç avantajı sunar. Büyük sermayeli yatırım kuruluşlarının sahip olduğu profesyonel yatırım ekibi de elbette bu durumun en temel kaynakları arasındadır.

1.1.2 Teknolojik Yenilikler

Teknolojik yenilikler, bazı işlerin otomasyonu sayesinde verimliliğin artması anlamına gelmektedir. Bu durum, bazı düşük vasıf gerektiren işler azalırken yüksek vasıf gerektiren işlerin artmasına neden olur. Teknolojik yenilikler, girişimcilik ve inovasyonu teşvik ederken yeni iş fırsatlarının oluşmasına ve yeni zenginlik kaynaklarının keşfedilmesine yol açar. Ancak, bu yeni zenginlik kaynakları genellikle sınırlı bir grup insanın eline geçer ve bu da gelir eşitsizliğini artırır.


Teknolojik yenilikler ile gelir eşitsizliği arasındaki ilişkide üç farklı taraf yer almaktadır. Birinci grup olan teknolojiyi geliştirenlerin haklı bir zenginlik sebepleri vardır; inovasyon genellikle yüksek kar fırsatları anlamına gelmektedir. Bu durum teknoloji şirketlerinin hisse senetlerinin diğerlerine göre daha yüksek performans sergilemesinden de görülmektedir. Ancak inovasyonun gerçekleştirilebilmesi genellikle yüksek bir sermayeye ihtiyaç duyar ve buda ikinci kategoriyi ortaya çıkarır: Yatırımcılar, daha doğrusu sermaye sahipleri. Sermaye sahipleri en karlı teknolojik yatırım fırsatlarını bulma konusunda büyük bir üstünlüğe sahiptir. Doğrudan yada finansal araçlar yoluyla teknolojik yatırım fırsatlarını domine ederler ve büyük karlar sağlarlar. Teknolojide üçüncü taraf ise çoğunluğu oluşturan tüketiciler yani kullanıcılardır. Bu kişiler yaptıkları tüketim harcamaları ile geliştirici ve yatırımcıların zenginleşmesinin kaynağıdır.


Son olarak bu noktada bir tür tekelleşmeden bahsetmemiz gerekir. Teknolojik yenilikleri yapanların genellikle aynı kişi yada kuruluşlar olması ve yaşanan yoğun rekabetin yeni bir aktörün ortaya çıkmasını zorlaştırması, gelir eşitsizliklerini iyice artırmaktadır.

1.1.3 Beşeri Sermaye

Eğitim, beşeri sermayenin temel bir bileşenidir ve eğitim düzeyi, bir bireyin iş bulma, gelir seviyesi ve yaşam standardı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Düşük eğitim seviyelerine sahip bireyler, genellikle düşük ücretli ve düşük vasıflı işlerde çalışmak zorunda kalırken, yüksek eğitim seviyelerine sahip bireyler daha iyi iş fırsatlarına ve gelir seviyelerine erişirler. Eğitimdeki eşitsizlikler, toplumsal eşitsizlikleri de artırır.


Gelir eşitsizliğine sebep olan faktörler arasında yakın ilişki vardır ve teknolojik yenilikler, genellikle daha fazla eğitim ve beceri gerektirir. Elbette bu durum da sermaye birikimine yol açacaktır. Bu nedenle, bu yeniliklerin başarıya ulaşabilmesi için çalışanların eğitimlerini ve becerilerini geliştirmeleri gerekir. Bu, gelir dağılımını olumsuz etkiler, çünkü daha yüksek eğitim ve beceriye sahip olanlar, daha iyi iş fırsatlarına ve daha yüksek gelirlere erişebilirken, eğitim eksikliği olanlar için gelir farkları daha da açılır.


Eğitimli ve bilinçli bireyler, daha aktif bir şekilde toplumlarına katkıda bulunabilirler. Bu nedenle, eğitim ve bilinç eksikliği, toplumsal eşitsizliği artırır. Beşeri sermayedeki eşitsizlikler, yoksulluk döngülerini başlatabilir veya sürdürebilir. Düşük eğitim seviyeleri bireyleri yoksulluk içinde sıkıştırabilir ve bu durum gelecek nesillere de aktarılabilir.

1.2. Değişim Mühendisliği - Yenilikçi Ekonomik Modelleme

Gelir eşitsizliğinin bütün bir insanlık olarak karşı karşıya olduğumuz en büyük küresel sorunlardan biri olduğunu, bu sorunun farkında olan çok sayıda aktörün bulunduğunu, ancak gösterdikleri azaltıcı çabaların yetersiz kaldığını, çünkü bu çabaların geleneksel yöntemlere dayandığını ve mevcut şekilde devam edilmesinin kayda değer bir ilerleme sağlamayacağını özetleyerek başlayalım. Bu durumda mevcut eşitsizlik koşullarını kabul mü etmeliyiz? Bu seçenek zaten masada olsa da eşitsizliğin sorun olmadığı bir dünyayı henüz tecrübe etmedik. Biz mevcut şartların dışına çıkarak eşitsizliğe bakış açımızı komple değiştiriyor ve merkeziyetsiz teknolojilerin eşitsizlikleri azaltma potansiyeline sahip olduğunu görüyoruz. Şimdi, bu noktadan hareketle geliştirerek adına Levershare dediğimiz ve L&S olarak kısaltmayı tercih ettiğimiz ekosistemin detaylarına inmeye başlayabiliriz.


İşletmecilikte Değişim Mühendisliği olarak bilinen bir kavram vardır ve kendi sorunlarını çözme konusunda başarısız olacak kadar bozulmuş olan organizasyonların, tüm yapısının, süreçlerinin ve çalışanlarının temelden ele alınarak radikal bir şekilde yeniden yapılandırılmasını ifade etmektedir. Gelir eşitsizlikleri karşısında aciz kalan geleneksel dünya ekonomisinin de bir tür değişim mühendisliğine ihtiyacı vardır. Üstelik böyle bir durum bir sorunu çözmenin çok ötesinde dinamik, yüksek katılımlı ve fırsatlarla dolu bir ekonomik ortamın oluşması anlamına gelecektir.


Levershare gelir eşitsizliklerini azaltma amacı taşıyan bir projedir. Ancak bunu, diğer tüm geleneksel yöntemlerde olduğu gibi zenginden alıp yoksula verme şeklinde bir yolla yapmayacaktır. Levershare oyunu kuralına göre oynar. Gerçek dünyanın zenginlik yaratan faktörlerini ekosistem, dolayısıyla katılımcıları lehine yönlendirir. Bu da Levershare’in birincil bir zenginlik kaynağı olduğu anlamına gelir. Bu ekosistemde sadece gelir eşitsizliği karşısındaki dezavantajlı kitle yer almayacak geleneksel dünyanın avantajlı kitlesi de burada kendine yer bulacak. Çünkü Levershare tüm dünya vatandaşları için eşit fırsatlar sunar, onların aktif olarak ekonomiye katılımlarını mümkün kılar ve üretim kapasitesini artırır. Levershare’in gelir eşitsizliğine odaklanma fikri bir zayıflık değil gerçek bir üstünlüktür.

1.3. Küresel Sinerji – Fırsatların yeniden tanımlanması

Malcolm Gladwell, Outliers: The Story of Success (2008) adlı eserinde, Bill Gates’e sunduğumuz fırsatları bir milyon gence sunsaydık bugün kaç tane Microsoft’umuz olurdu, gibi haklı bir soru sormaktadır. Bu sorunun kapsamını genişletelim ve tüm insanlara tam bir fırsat eşitliği sunuluyor olsaydı nasıl bir dünyada yaşıyor olabileceğimizi bir düşünelim. İşte Levershare’in çıkış noktası burasıdır: Hiçbir ayırım gözetmeksizin tam bir fırsat eşitliği içerisinde tüm insanlığın kendi yetenekleri ile ekonomik aktivitelere katılabilmesini mümkün kılacak bir altyapı geliştirmek. Bu, geleneksel ekonomik ortamda mümkün olmayan bir hedef olsa da merkeziyetsiz teknolojiler ve buna bağlı yenilikler böyle bir ortamın oluşumunu mümkün hatta gerekli kılmaktadır


Hali hazırda içerisinde bulunduğumuz ekonomik gelişmişlik düzeyi ve medeniyet seviyesi oldukça dar bir üretici-yenilikçi azınlığın eseridir. Levershare çoğunluğu çevreleyen girişimcilik bariyerlerini, oyunun kuralları dahilinde kaldırarak, erişilebilir ve yaygın kabul gören bir ekosistemi hayata geçirir. Bireysel niteliklerin ve girişimlerin artması; yeniliklerin gelişimi ve hızında, ekonomik fırsatların belirmesinde, ekonominin dinamizminde, aktif katılımda, üretimde hatta diğer ekonomik sorunların çözümünde bile büyük ilerlemeler sağlayacaktır. Üreten ve kazanan aktif nüfus sadece ekosistem içinde kalmayacak, ekonominin tüm alanlarında iyileşmeye yol açacaktır. Bu merkeziyetsiz organizasyon küresel bir sinerjiyi hayata geçirerek gelir eşitsizliklerinin kendi kendini yok etme potansiyelini açığa çıkaracaktır.

Bölüm 2: Ekosistem ve Mutabakat Mekanizması

Levershare, orijinal bir mutabakat mekanizması, kriptopara birimi, Fonu, metaverse ortamı ve özel bir topluluğu bulunan benzersiz bir ekosistemdir. Bu beş bileşen Levershare’in gelir eşitsizliklerini küresel çapta azaltma amacını gerçekleştirebilmesi için gerekli olan unsurlardır. Çalışmada detaylı bir şekilde anlatılacağı gibi, ekosistemin ve tüm dünya vatandaşlarının güvenliği, Levershare’in amacına ulaşabilmesi, ekosistemin işlerliği ve yaygın kabul görmesi ile sonuçların ispatı açısından bu bileşenler olmazsa olmaz unsurlardır. Levershare, bahsedilen bu zorunlu bileşenler ile adil bir altyapı sunar ve geriye kalan her şey dünya vatandaşlarının yaratıcılığına bırakılır. Levershare, Değer Kanıtı temelinde geliştirildiği için ekosistem ile mutabakat mekanizması ayrılmaz unsurlar olup bu bölüm içinde birlikte ele alınmıştır.

2.1. Mutabakat Mekanizmasının Arka Planı

Tüm teknolojik yenilikler gibi blockchain temelli yenilikler de gelir eşitsizliklerinin azaltılabilmesi için potansiyel fırsatlar sunuyor olsa da gelişmeler bunun tam aksini gösteriyor. Kriptopara piyasalarının gelir eşitsizliklerini artırdığına dair çok sayıda bilimsel kanıt bulunmaktadır. Önemine istinaden bu duruma sebep olan faktörler, kapsamlı, bir başka çalışmanın konusunu oluşturabilir ancak biz burada yaygın bilinen ve kullanılan mutabakat mekanizmalarının çok temel bazı özellikleri nedeniyle gelir eşitsizliklerini nasıl artırdıklarını göstereceğiz.

2.1.1. Yaygın Bilinen Mutabakat Mekanizmaları ve Gelir Eşitsizliği

Başta Bitcoin olmak üzere Litecoin, Dogecoin ve Monero gibi blockchainlerin kullandığı Proof of Work (PoW) mutabakat mekanizmasına bakalım. Bitcoin’in ortaya çıktığı yıllarda PoW çok da maliyetli bir mutabakat yöntemi değildi. Ancak zamanla, halving nedeniyle dolaşıma giren Bitcoin miktarının azalmasına karşılık enerji maliyetlerinin artması, bu mekanizmanın son derece pahalı hale gelmesine neden olmuştur. Bununla birlikte madencilikte kullanılan özel donanımların fiyatı ve bakımı da PoW’un maliyetlerinin oldukça yüksek bir seviyeye çıkmasına sebep olmuştur. Doğrudan finansal olmamakla birlikte sera gazı salınımına yol açması ve iklim değişikliğine sebep olması gibi dolaylı maliyetleri nedeniyle PoW, sürekli eleştirilerin odağı haline gelmiştir. The New York Times tarafından yapılan “Bitcoin Uses More Electricity Than Many Countries. How Is That Possible?” başlıklı araştırma PoW’un ne kadar maliyetli olduğunu daha iyi anlamamızı sağlayabilir. Bu araştırmaya göre, 2021 yılında bir Bitcoin üretmek için, ortalama bir Amerikan ailesine ait konutun 9 yılda harcayacağı elektriğe eşdeğer bir miktar elektrik tüketmeniz gerekir. Bu dezavantajları nedeniyle bazı blockchain ekosistemlerinin PoW’u terk ettiği yada farklı arayışlara girdiği bilinmektedir.


Ethereum 2.0, Cardano, Polkadot, Solana Avalanche ve Polygon gibi birçok modern blockchain ağı, Proof of Stake (PoS) veya türevi bir mutabakat mekanizması kullanır. Bazı önde gelen ekosistemlerde validatörlerin ne kadarlık bir varlık stake etmeleri gerektiğine bir bakalım. Örneğin Ethereum’da minimum stake miktarı 32 ETH’dir. Çalışmanın yazıldığı anda ETH 2,350 USD idi. Yani eğer bir Ethereum validatorü olmak isterseniz, en az, yaklaşık 75,200 dolara ihtiyacınız var. Bu miktar, Avalanche ağında minimum 2,000 AVAX (81,000 USD), Binance Smart Chain ağında minimum 10,000 BNB (3,200,000 USD, ama en yüksek tutarda stake’i yapmış ilk 21 kişi validatör olarak seçilir), Polkadot’ta 250 DOT, ancak güncel durum 1,731,485 DOT (yani minimum 1,000 USD ama güncel gereklilik 14,717,622 USD)’dır. Solana gibi bazı blockchainlerde ise belirli bir minimum stake miktarı belirtilmemiş, duruma göre değişebileceği ifade edilmiş olmakla birlikte ağın güvenliği buradaki stake miktarına bağlı olduğundan düşük bir miktar olamayacağı açıktır. Ek olarak bu ağlarda validatör olmak isteyen tüm kişilerin yüksek performansa sahip bilgisayarlar ve gerekli donanımlar ile sağlam bir internet bağlantısına ihtiyaçları vardır. Bu özellikleri PoS’u, PoW’a göre daha çevreci ve belirsizliklerden uzak hale getirmiş olabilir ancak daha erişilebilir yapmıyor.


Yukarıdaki açıklamalar teknolojik yeniliklerin gelir eşitsizliklerini nasıl artırdığının canlı bir örneğidir. 100,000 doların altında servete sahip, dünya nüfusunun %80’den fazlası, tüm servetini ortaya koysa bile önde gelen blockchain ekosistemlerinde madencilik yapamıyor ya da validatör olamıyor. Bu da ilgili ağların, iddia edildiği gibi herkes için finansal özgürlüğü sağlayamayacakları, merkeziyetsizliği başaramayacakları, ya da merkeziliğe doğru evirildikleri hatta bizzat merkezi oldukları anlamına geliyor. Gerçekten merkeziyetsiz bir ağ tam bir fırsat eşitliği içerisinde ve rekabetçi bir ortamda tüm dünya vatandaşlarının mutabakat sürecine katılabilmesine imkan sunmalıdır. Diğer taraftan bilinen mutabakat mekanizmalarındaki madenci ya da validatörlerin zaten var olan finansal imkanlarının yeterli olması bu sürece katılabilmelerini mümkün kılarken ödül olarak kazandıkları ağa ait tokenler de finansal güçlerini artırmaktadır.


Tüm bunlara ek olarak ekosistemde bir işlem yapmak da son derece pahalı olabiliyor. Örneğin Ethereum ağı pahalılığıyla meşhurdur. Yani bir kullanıcı blockchain üzerinde bir işlem yapacaksa ya da bir iş kuracaksa, genellikle, geleneksel ekonomide kazandığı, zaten var olan parasını buraya aktarmak durumundadır. Bu da blockchain teknolojisini herkes için erişilebilir olmaktan uzaklaştırır. Yani diğer teknolojik yeniliklerde olduğu gibi blockchain teknolojisi de, bu haliyle, gelir eşitsizliklerini artıran bir yapıya sahiptir. Bu durum Levershare’i, özgün bir mutabakat mekanizması temelli güçlü bir ekosistem inşa etmeye yönlendirmektedir. Konunun “değer” ile yakından ilişkisi olduğundan öncelikle bu kavram açıklanacaktır.

2.1.2. Değer Kavramı, Ekonomik Gelişim ve Levershare

Binlerce yıl önce atalarımız, hayatlarını idame ettirebilmek için bazı şeyleri üretmek zorunda olduklarını öğrendiklerinde, bunların değiş tokuşunu yapmanın kendilerini daha yüksek bir refah düzeyine ulaştıracağını fark etmeleri uzun sürmedi. Ticaretin keşfi anlamına gelen bu durumda malların hangi oranda değiştirileceği konusu gündeme geliyordu. Elbette bu farkındalık onların değer kavramı ile yüzleşmelerini sağladı. İlk başta malları birbiri ile takas ediyorlardı ama takasın uygulanmasındaki zorluk, malların değerini temsil eden bağımsız bir aracın varlığını zorunlu kılıyordu. Böylece parayı icat ettiler. Para, üretilen ürünlerin değiş tokuşunu kolaylaştırıyor, ortaya çıkan değerin ölçülmesini, saklanması ve aktarılabilmesi sağlıyor, kendi başına bir değer taşıyor ve büyük bir çoğunluk tarafından kabul görüyordu. Hatta zaman içerisinde, yukarıda bahsedilen tüm özelliklere sahip olmanın yanında, birbirinden bağımsız toplumlar tarafından para olarak kullanıldığı anlaşılınca altın, ticaretin uluslararası alanda yaygınlaşmasını sağladı en uygun para formu olarak yüzyıllar boyunca küresel finansal sisteme hakim oldu.


Yukarıdaki paragraftaki anahtar kelime “DEĞER”dir. Ekonomilerin, üzerine inşa edildiği, değişmeyen ve yok olmayan ama zaman içerisinde araya giren araçlar yüzünden önemi gölgelenen şey değerdir. Gelin zaman içerisinde değer kavramına neler olduğuna bir bakalım. Paranın icat edilmesinin sebebi böyle bir ekonomik araca ihtiyaç olmasıydı. Yani para, hayatlarını devam ettirmek isteyen insanların kollektif olarak geliştirdikleri, alternatifi olmayan ekonomik bir gereklilikti. Ancak zaman içerisinde insanoğlu, yine bazı mecburiyetlerden dolayı kurduğu merkezi yapılara para ile ilgili haklarını peyderpey devretti. Son derece makul, gerekli ve masumane bir şekilde devredilmiş olsa ve ilk zamanlarda doğru yönetilse de bu durum zamanla asıl amacından sapacak şekilde suiistimallere uğradı. Bugünün ekonomik anlayışında para ile değer arasındaki ilişki kopuktur ve bu durum başta gelir eşitsizliği olmak üzere birçok ekonomik sorunun temelini oluşturmaktadır. Çünkü bu merkezi organizasyonlar para basma politikalarını değer üretimine dayandırmaz. Para üretiminin değere dayandırılmadığı bir ortamda ekonomik sorunların ortaya çıkmaması mümkün değildir. Bir diğer önemli konu ise yine ekonominin doğal koşulları gereği para üretim hakkının değer üreten kişiye ait olması gerektiğidir. Oysa günümüz ekonomi politikaları ve uygulamalarında bu ikisi arasındaki ilişki yok sayılır. Günümüz ekonomik sorunların birçoğunun temelinde işte bu, değer ile para arasında çarpıtılan ilişki sistemi yer alır.


Levershare dünya ekonomisinin gelişim sürecinin bir simülasyonu gibi düşünülebilir. Bunu, ilk insanlar bugünkü teknolojiyle yaşamaya başlasaydı ne yaparlardı? Ya da geleneksel dünya ekonomileri sıfırlansa ve blockchain temelli yeni bir ekonomik model kurulacak olsa ne yapardık? Sorularının cevabını düşünerek daha anlaşılır kılabiliriz. Yukarıda kısaca bahsedilen bilindik mutabakat mekanizmaları, zaafları nedeniyle Levershare’i amacına ulaştıramaz. Sağlam bir mutabakat mekanizmasının değere dayanması gerektiği açıktır.

2.2. Değer Kanıtı

Geleneksel dünyada küresel çapta servetin inşasını sağlayan şey değerdir. Bu değeri ise parayla ifade ediyoruz. Yani para, üretilen değeri ifade etmemizi sağlıyor. Örneğin, farklı bölgelerde farklı paralar cinsinden ifade edilen değerli varlıkları çapraz kurdan tek bir hâkim paraya çevirip dünya servetinin 440 trilyon Amerikan doları olduğunu ifade ediyoruz. Aradan parayı çıkarsak bile toplam varlıklar ve dünya serveti değerinden hiçbir şey kaybetmez. Para bu varlıkları anlaşılır ve standart bir kalıp içerisinde ifade etmemizi sağlayan türev bir varlıktır. Buradaki en kritik nokta konvansiyonel paraların gücünü büyük ölçüde merkezi otoritenin gücünden alıyor olması ve bu ikisi arasında pozitif bir ilişkinin var olmasıdır. Ekonomik büyümenin, medeniyetin gelişiminin ve refah düzeyinin gerçek ölçütü aslında değer olsa da gücünü başka bir yerden alan bir araç –para- tüm ekonomik yapıya hükmetmektedir. Yani gerçek dünyada da bir mutabakat sağlanmaktadır ve bu, değere dayanır. İşte bu sarsılmaz gerçeklik bizi gerçek dünyadan ilham alarak blockchain mutabakatının sağlanmasında değer temelli bir mekanizma inşa etmeye yöneltmektedir. Böyle bir mekanizma hiçbir itiraza yer bırakmayacak kadar somut, güçlü ve sağlam olacaktır.


Levershare, binyıllar boyunca insanlığı bugüne taşıyan ve bundan sonrası için de olmazsa olmaz “değer” kavramını temel alan yenilikçi bir ekosistemi hayata geçirmektedir. Burada değer, ekosistemin tamamına yayılan ve ona hayat veren bir yapıtaşı gibidir. Bu yönüyle Levershare, blockchain dünyasında yeni bir alan açmaktadır. Üstelik Levershare ile değer arasındaki ilişki, mutabakatı sağlamaktan ibaret değildir. Bu nedenle okuyucuların, yatırımcıların ve ilgili tüm tarafların, değer kanıtı ifadesini duyduklarında blockchainde mutabakatın sağlanmasından farklı bir amaca yönelik kullanılmış olabileceğini bilmeleri önemlidir. Örneğin ekosistemin yerel parasının dolaşıma giriş prensibi de değer kanıtına dayanır.


Web3 altyapısının devrim niteliğindeki gelişimi ile Levershare'ın öncü rolü arasında mükemmel bir tamamlayıcılık vardır. Merkeziyetsiz bir internetin gelişmesi, geniş bir kullanıcı kitlesinin etkin bir şekilde koordine edilmesini mümkün kılar. Levershare, bu yeni dönemin temel taşlarından biri olarak, milyarlarca insanın ekonomiye aktif birer oyuncu olarak katılabilmesini mümkün kılma potansiyeline sahiptir. Bu, teknolojik yeniliklerin gelir eşitsizliğini artırıcı kısır döngüsünün kırılması anlamına gelir. Burada insanların tek bir amaç etrafında organize edilmesi değil aksine herkesin kendi öz dağınık durumunda kendi ekonomik hedefleri doğrultusunda koordine edilmesi kastedilmektedir. Böylece tüm insanlığı tam bir ekonomik özgürlüğe yükselten maksimum merkeziyetsizlik dengesi sağlanabilir.


Şimdiye kadar yaptığımız açıklamalarda özetle, tam bir fırsat eşitliği içerisinde tüm dünya vatandaşlarına kendi servetlerini inşa edebilmelerini mümkün kılan merkeziyetsiz bir ekosistem geliştirmeyi amaçladığımızı ifade etmiştik. Artık bunu hangi yöntemle hayata geçireceğimizi açıklamanın vakti geldi. Cevap, gerçek dünyanın servet üretim yönteminden esinlenerek geliştirdiğimiz ve Levershare’in en büyük yeniliklerinden biri olan “KİŞİSEL DEĞER PARA’ dır.

2.3. Kişisel Değer Paralar (KDP): Web3’ün Gerçek Potansiyeli

Eğer gelir eşitsizliklerinin sorun olmadığı bir dünyada yaşamak istiyorsak, yaratılan değerin ekonomik karşılığının doğrudan üreticisi tarafından elde edilmesini sağlamalıyız. Böyle bir ekonomik ortam eşitsizliğin sorun olmadığı adil bir yapıyı temsil eder. Peki, böyle bir ortamı daha önce deneyimledik mi? Evet, ekonomilerin başlangıç aşaması olan takas böyle bir ortamdı. Avladığınız geyiği buğday ile takas ettiğinizde, siz ve ticaret partneriniz değişim oranı üzerinde mutabık kaldığınız için her iki taraf da yarattığı değerin ekonomik karşılığını tam olarak alabiliyordu. Ancak ticaretin takas yoluyla sürdürülmesinin önündeki engeller ağır basıp, bu zorlukları aşmak için paranın icat edilmesi ve para basma hakkının ise merkezi yapılara devredilmesi, üretilen değerin ekonomik karşılığının alınmasında bazı kayıpların ortaya çıkmasına sebep oldu.
 

Geldiğimiz ekonomik, teknolojik, finansal ve sosyal gelişmişlik düzeyi, takasın içinde saklı ama araya giren araç ve aracılar yüzünden yüzyıllardır ihmal edilen bu üstün yanını tekrar hayata geçirebilmemizi mümkün kılıyor. Burada amacımız takasın saf halini yeniden uygulamaya sokmak değil, değer üreticisi ile ekonomik karşılık arasındaki doğrudan ilişkiyi yeniden kurmaktır. Takasın içinde saklı olan bu üstün yanını merkeziyetsiz teknolojiler yardımıyla yeniden ekonominin merkezine koyabiliriz. Bunu başarmak başta gelir eşitsizlikleri olmak üzere birçok ekonomik sorunun da üstesinden gelmek anlamına gelecektir.


KDP Mantığı ve İhtiyaç:
Ekonominin, temelde, insanların yarattığı değer üzerine kurulmuş olduğunu daha önce ifade etmiştik. Peki, neden değeri yaratan insanlar bu değeri temsil eden kendi paralarını basma hakkına sahip değiller? İlk toplumlar, kendilerinin ve başkalarının ihtiyaçlarını karşılayacak değerli şeyler üretiyor ve ortaya çıkan bu değeri takas yoluyla kullanıyordu. Bu süreçte ekonomik kayıp riski oldukça düşüktü. Ancak ilkel dönemin en büyük zaafı, üreticinin elindeki malı başka bir malla takas etme mecburiyetinde olmasıydı. Sorunun çözümü, herkesin kendi parasına sahip olmasında yatıyordu ama dönemin teknolojik ortamı bunu imkânsız kılıyordu. Bu şartlar altında geriye kalan tek alternatif para basma hakkının merkezi yapılara devredilmesiydi. Öyle de oldu ama bu kez de insanların kişisel olarak ürettikleri değerin ekonomik karşılığı sabote edilmeye başlandı. Daha da kötüsü bu durum yüzyıllardır sürmekte. Eğer merkezi yapılar para kurgusunun temeline, kişisel olarak yaratılan değeri koysalardı daha dinamik, yenilikçi, gelişmiş ve modern bir ekonomik ortama sahip olabilirdik.


Bugün ise, teknoloji sayesinde bu tarihi haksızlığı düzeltme imkanına sahibiz. Levershare, yaratılan kişisel değerin, hiçbir kayıp olmaksızın doğrudan üreticisi tarafından alınabileceği merkeziyetsiz bir ekosistemi hayata geçirmektedir. Bu ekosistemde tüm dünya vatandaşları, gücünü dünyaya sundukları değerden alan kendi paralarını inşa edecekler. Bu paralara Kişisel Değer Para’lar diyoruz.


Web3 ve KDP:
Web3, paranın inşasını kişiselleştirebileceğimiz eşsiz bir merkeziyetsiz altyapı sunmaktadır. Her bir insan yaratılış gereği belli yeteneklerle doğar, eğitimle bazı vasıflar kazanır, deneyimlerle uzmanlaşır ve dünyaya bir değer sunar. Geleneksel sistemler bireylerin, gerçek potansiyelini açığa çıkarma konusunda son derece yetersiz, dünyaya sundukları değerin ekonomik karşılığını onlara teslim etme konusunda ise tamamen ihmalkârdır. Levershare işte bu noktada devreye girer ve insanların gerçek potansiyellerini açığa çıkaracak yenilikleri kullanıma sunmanın yanı sıra yarattıkları değere dayalı Kişisel Değer Para’larını inşa etmelerini mümkün kılar. Bu, sıradan bir işçiden, bir sosyal medya fenomenine kadar herkes için geçerli bir devrimdir.
 

Herkesin İçin Ekonomik Özgürlük Fırsatı:
KDP'ler, geleneksel ekonominin yarattığı eşitsizlik ve adaletsizliklerin ortadan kaldırılması noktasında büyük bir potansiyele sahiptir. Bu ekosistemde, herkesin ürettiği değer doğrudan kendisine döner ve bu sayede adil bir ekonomik döngü sağlanır. Bu, sadece teknolojik bir başarıyı değil, aynı zamanda sosyal bir dönüşümü de temsil eder. Merkeziyetsiz, güvenli ve güvenilir bir Web3 ekosisteminin inşası için geniş kitlelerin katılımı hayati önem taşır. Levershare, dünya nüfusunun büyük bir bölümüne ulaşarak, Web3'ün sadece bir teknoloji değil, aynı zamanda bir topluluk hareketi haline gelmesini sağlayacaktır.


Levershare'ın bu süreçteki rolü, sadece teknolojik yeniliklerle sınırlı değildir. Aynı zamanda, veri depolama sorunlarını çözme, ölçeklenebilirliği sağlama ve daha geniş bir kullanıcı tabanına ulaşma potansiyeline de sahiptir. Dünya çapında bir topluluğun koordinasyonu, veri depolama alanında geleneksel sistemlerin sınırlamalarını aşan yeni çözümler sunacak bir ilerleme demektir.

2.3.1. KDP’lerin İnşası

KDP’lerin oluşturulması, herhangi bir teknik bilgi gerektirmez ve sosyal medya profili oluşturmak kadar basittir. Ancak değer kazanması değer yaratıcı kişisel aktivitelere bağlıdır. Levershare’in buradaki rolü, herkesin kendi eğitim, uzmanlık veya ilgi alanlarına göre KDP’sini inşa edebileceği bir Web 3 ekosistemini hayata geçirmektir. Başlangıç olarak KDP’lerin değer kazanması ya LEVEX kullanımına yapılan katkı ile ya da Levershare ekosistemi içeresinde gerçekleşen aktivitelerle mümkündür. Zamanla yapılacak olan iş birlikleri, anlaşmalar ve teknolojik ilerlemeler sayesinde, internet üzerinde değer yaratıcı tüm faaliyetlerden KDP’ler değer kazanacaktır. Burada Web3 altyapısı değil KDP’lerin bir Levershare yeniliği olduğunu ifade etmek gerekir. Dolayısıyla KDP’lerin inşa süreci LEVEX ile doğrudan ilgilidir. İnternette yarattığınız değer, doğrudan kişisel paranızın değerine katkı sunacaktır.

2.3.2. Kimler Kişisel Değer Para’larını Yaratabilir?

Levershare, tam bir fırsat eşitliği içerisinde her bir dünya vatandaşının kendi servetini kendi parasıyla inşa etmesine olanak tanımaktadır. Örneğin, bir iş insanı, işini ekosisteme taşıyarak ticaretinden elde ettiği karın yanında, KDP'sini de inşa edebilir. Benzer şekilde, bir sosyal medya fenomeni, internette yarattığı değeri Levershare ile ilişkilendirerek KDP'ye dönüştürebilir. Ya da bir eğitimci zaten uzmanı olduğu bir işi Leversity üzerinden icra ederek KDP’sini yaratabilir ve gerçek potansiyelini açığa çıkarabilir. Bir işi olmayan hatta eğitime ihtiyaç duyan insanlar da düşünülmüştür. Sayısı artırılabilecek bu örneklerin hepsinin ortak özelliği herkesin kendi emeğinin karşılığını eksiksiz bir şekilde alabilmesidir. Böylece bireysel olarak her bir dünya vatandaşı, araya hiçbir aracı girmeksizin kendi değerinin karşılığını alabileceğini bilir, kendine dönerek gelişimini tamamlar, üretime katılır, kendini ifade eder ve kendi servetini güvenli bir şekilde inşa etmeye başlar. Bu modelin en güçlü yanlarından biri, gelir seviyesi düşük ve eğitim fırsatlarından mahrum bireylerin bile ekonomik değer yaratma şansına sahip olmasıdır. Bu, gelir eşitsizliklerinin sorun olmaktan çıkacağı anlamına gelmektedir. Geleneksel ekonomik sistemlerde marjinalize edilen gruplar, Levershare sayesinde kendi kaderlerini dönüştürebilir ve gelecek nesillere değerli bir miras bırakabilirler.


Bu noktada eğitimin önemi anlaşılmaktadır. Geleneksel dünyada eşitsizlik yaratan üç önemli faktörden birinin de eğitim imkanları olduğunu daha önce belirtmiştik. Düşük eğitim düzeyinin yaratıcılığı ve üretkenliği azaltarak aktif ekonomik katılımı engellediğini geleneksel ekonomide deneyimlemekteyiz. Oysa Levershare'de, eğitim açıkları bir sorun olmaktan çıkmıştır. 'Leversity' adını verdiğimiz metaverse platformu, eğitim açıklarının küresel çapta ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. Böylece kendi yeteneklerinin farkına varan ve bunları geliştiren milyarlarca insan KDP'si aracılığı ile kendi servetini inşa etme imkanına sahip olacaktır.

2.3.3. Kişisel Değer Para’ların Değerinin Belirlenmesi

KDP’lerin değerinin belirlenmesinde temel kural Değer Kanıtı’nın gerçekleşmesidir. Bu da geleneksel dünya servetinin ekosistem içine aktarımı ya da ekosistem içerisinde servet yaratımı ile mümkündür. Dolayısıyla başlangıç olarak KDP değerinin ölçümünde LEVEX dolaşımına yapılan katkıyı temel alabiliriz. Süreç şöyle işleyecektir; kişisel bir cüzdan ile ekosisteme katılan herkes için sistem otomatik olarak KDP inşasına başlar. KDP’lerin isimleri özelleştirilebilir. LEVEX dolaşımına yapılan katkı ile birlikte KDP değeri de artırmaya başlayacaktır. Bu katkı trade, transfer ya da cüzdanla ilişkilendirilebilen başka herhangi bir yöntemle olabilir. Bu işlemler esnasında kesilerek Fair Future Fund’a giden %1’lik vergiler gerçek dünya servetinin ekosisteme aktarımı için kullanılacağı için Değer Kanıtı gerçekleşmiş olur. Böylece KDP değer kazanmaya başlar.
 

KDP’lerin inşası ve değerinin ölçümüne zamanla ekosistem dışında gerçekleşen faaliyetler de dahil edilecektir. Değer Kanıtı ilkesinden taviz verilmeksizin, yapılacak iş birlikleri ile birlikte, teknolojinin mümkün kıldığı tüm sınırlar içerisinde herkesin kendi parasını inşa edebilmesi sağlanacaktır.
 

KDP’lerin değeri ise XXX/LEVEX şeklinde bir parite ile LEVEX cinsinden ölçülür. Dolayısı ile KDP’lerin birbirine göre değeri de çapraz kur üzerinden belirlenmiş olacaktır.

2.3.4. Kişisel Değer Para’ların Kullanım Alanları

Öncelikle KDP’lerin, tıpkı LEVEX gibi, ekosistem içinde ve dışındaki tüm parasal işlemlerde kullanılabileceğini belirtmek gerekir. Bunlar, gerçek dünya varlıkları ile desteklenen son derece güçlü paralar olduğundan sahibinin ölümü bile değerinde büyük değişikliklere sebep olmaz.


KDP’lerin LEVEX’e dönüşümü doğrudan değil, mutabakatın sağlanmasında kullanılacak değerli varlıklar olarak ekosisteme kilitlenmek suretiyle gerçekleşir. Bu sürecin nasıl işleyeceği bir sonraki başlık altında anlatılacaktır. Diğer taraftan Levershare fikri ve mantığı, KDP’lerin trade edilebileceği bir borsanın varlığını gerektirmektedir. Yol haritasında da gösterilmiş olan LevEX borsası, KDP’lerin alınıp satılmasını ve değerlerinin piyasa tarafından daha doğru bir şekilde belirlenmesini sağlayan bir Levershare yeniliğidir.
 

KDP’ler ile yapılabileceklerin bir sınırı yoktur. Tüm dünya vatandaşları bu noktada geliştirici olarak hareket edebilme ve KDP’lerle ilgili projeler üretme konusunda özgürdür. Ama ekosistem için zorunlu olan ve muhtemelen en mantıklı hamle, KDP’leri stake ederek L&S blockchain mutabakat sürecine katılmaktır.

2.4. Mutabakat Mekanizması ve LEVEX Sirkülasyon Prensipleri: Proof of Value (PoV)

Levershare’de mutabakat, araya başka şeyler girmeksizin doğrudan değere dayanır. İnşa ettiği KDP’sini ekosisteme stake eden her bir dünya vatandaşı mutabakat sürecine katılabilir. Buradan görüleceği gibi L&S Chain’de validatör olmak için dışarıdan bir varlık transferine gerek yoktur. İlgili varlığın ekosistem içinde inşa edilebilmesi mümkündür. Buda Levershare vizyonuna uygun olarak her bir dünya vatandaşının sıfırdan kendi servetini inşa edebilmesinin mümkün olduğunu gösterir.


L&S Chain ağı için mutabakat algoritması olan Değer Kanıtı (Proof of Value; PoV), rastgele seçilen doğrulayıcılar üzerine kuruludur. Bu doğrulayıcılar, bloklar oluşturmak ve doğrulamak üzere Kişisel Değer Para'larını blokzincire kilitleyerek “stake” ederler. Doğrulayıcılar, stake ettikleri toplam miktar üzerinden ödül kazanırlar ve bu sayede node’ların bir yatırım getirisi (ROI) karşılığında ağı doğrulamaları teşvik edilir.
 

L&S Chain'de bir sonraki bloku üretecek olan doğrulayıcılar stake ettikleri KDP değerine bağlı olarak seçilirler. Konsensüsün sürekli aynı doğrulayıcıları seçmesini önlemek amacıyla, genellikle, rastgele seçim özellikleri içerse de değeri yüksek KDP stake eden doğrulayıcıların bir sonraki bloku üretmek için seçilme ihtimalleri daha yüksektir. Ardından, doğrulayıcılar tarafından teklif edilen bloklar setin geri kalanına iletilir ve onaylanmış olan blok onlar tarafından doğrulanarak blokchaine eklenir.


Validatörler ağda gerçekleşecek işlemleri onaylama ve blockchainin bir kopyasını tutma gibi hizmetler karşılığı ekosistemin yerel tokeni olan LEVEX cinsinden ödüller kazanacaktır. Bu aynı zamanda LEVEX’in dolaşıma giriş prensibidir. Hile yapan bir kişi stake ettiği varlığın, muhtemelen KDP’sinin, tamamını yada bir kısmını kaybedecektir.

Bölüm 3: Ekosistemin Yerel Parası: LEVEX

Levershare ekosisteminin yerel parası LEVEX’tir. Başlangıç olarak Binance Smart Chain’de inşa edilmiş olan LEVEX, ekosistemin kendi blockchaini olan L&S Chain’e geçinceye kadar bu ağda işlem görecektir.
 

Levershare, para üretimini değer inşasına dayalı olarak gerçekleştirir.
 

3.1. LEVEX Toplam Arzı

Toplam (maksimum) LEVEX arzı 440 trilyondur. Ekosistemdeki tüm planlamalarda olduğu gibi bu tutara karar verilmesinin de bir sebebi vardır. Levershare’in geliştirilmeye başlandığı 2019 yılı toplam dünya serveti 440 trilyon dolar olduğu için toplam LEVEX arzı da bu tutarda belirlenmiştir. Yani LEVEX toplam arzı, gerçek dünya servetini temsil eder. Gelir eşitsizliklerini azaltma yöntemimiz, toplam dünya servetini Levershare ekosisteminde yeniden inşa etmek olduğu için bu tutar anlamlıdır. Bu miktar rezerv olarak, yani dolaşım dışı- kilitli, durur ve değer kanıtı gerçekleşmeden dolaşıma girmez. Burada tümdengelimsel bir yaklaşım geliştirildiğini ifade etmek gerekir. Şöyle ki, geleneksel dünyanın binlerce yılda inşa ettiği ama dağılımında büyük ve onarılamaz sorunlar bulunan toplam servet temele alınıp modern yöntemlerle ve tam bir fırsat eşitliği içerisinde yeniden inşa edilmektedir.


Toplam LEVEX arzı herkese yetecek kadar fazla ve sınırsız arzın belirsizliklerinden uzaktır. Levershare’in hedef kitlesi teorik olarak milyarlarca insandan oluşmaktadır. Çünkü gelir eşitsizlikleri milyarlarca insanı ilgilendiren küresel bir sorundur. Kabaca şöyle bir hesaplama yapalım: Toplam LEVEX arzı olan 440 trilyon, dünya nüfusunu oluşturan yaklaşık 8 milyar insana eşit bir şekilde dağıtılsaydı kişi başı 55,000 LEVEX düşerdi. Bu aynı zamanda toplam dünya serveti herkese eşit bir şekilde dağıtılsaydı kişi başı 55,000 dolarlık servetimiz olurdu anlamına da gelmektedir. Ancak tüm dünya vatandaşlarına erişimin mümkün olmayacağını, en azından kısa vadede, biliyoruz. Yine de ekosistemde herkese yetecek kadar LEVEX olduğunun bilinmesi gerekir. Aşağıda açıklanacak olan dolaşıma giriş prensipleri her şeyin daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.
 

3.2. Dolaşıma Giriş Prensibi: Değer Kanıtı

LEVEX dolaşıma giriş prensibi gerçek dünyanın doğal servet üretim mekanizmasından esinlenerek tasarlanmıştır. Gerçek dünyada birçok ticari faaliyet gerçekleşir ama günün sonunda dünya servetini artıran, üretilen değerdir. İşte bu güçlü gerçeklik LEVEX’in dolaşıma giriş prensibinin de temelini oluşturur. Hiçbir LEVEX sebepsiz yere dolaşıma girmez.


Daha önce de belirtildiği gibi Levershare’de değer kanıtı, bir mutabakat mekanizması olmanın yanında farklı amaçlara da hizmet eder. LEVEX’in dolaşıma girebilmesi için değer kanıtının gerçekleşmesi gerekir. Bunun ölçümü ise Fair Future Fund rezervleri üzerinden yapılır. Rezervlerin değerindeki artış oranında yeni LEVEX otomatik olarak dolaşıma girer ve KDP’sini stake ederek mutabakat sürecine katılan kişilere, KDP değeri oranında dağıtılır. Buradan anlaşılacağı üzere tüm LEVEX’lerin dolaşıma girebilmesi için Fair Future Fund rezervlerinin toplam dünya servetine eşitlenmesi veya onu geçmesi gerekir. İşte bu dünya servetinin bir eşdeğerinin yeniden yaratılmasıdır.
 

3.3. Tokenomics (Levexonomics)

LEVEX tokenomics 3 aşamadan oluşur: Kuruluş işlemleri, Coincarnation ve Leversity. Ayrıntılara geçmeden önce, kuruluş işlemleri için zorunlu olarak harcanan 200 milyar LEVEX’in Değer Kanıtı ilkesini ihlal etmek anlamına gelmediğini, ancak Coincarnation ve Leversity aşamalarında bu kuralın somut olarak uygulanacağını yani hiçbir LEVEX’in sebepsiz yere dolaşıma girmeyeceği ifade etmek gerekir. Bu da demek oluyor ki LEVEX’in dolaşıma giriş prensibi keyfi bir yönteme göre değil kadim bir ekonomi prensibine dayanmaktadır. Değer kanıtı, gerçek dünyanın servet üretme metodunun geliştirilmiş ve merkeziyetsiz teknolojilere uyarlanmış modern bir versiyonudur.

3.3.1. Kuruluş İşlemleri Aşaması

Kuruluş işlemlerine tahsis edilen 200 milyar LEVEX’in dağılımı aşağıdaki şekilde gösterildiği gibidir:

Şekil 2: Tokenomics

Tokenomics-2.png

Web sitesinin tasarlanması, akıllı kontratın inşası, sosyal medya hesaplarının oluşturulması, ekibin kurulması, diğer altyapı işlemlerinin tamamlanması ve LEVEX’in başlangıç olarak Pancakeswap borsasında listelenmesi ile birlikte Levershare de fiilen kurulmuş olur. Bundan sonraki süreç Coincarnation ile devam eder.

3.3.2. Coincarnation

Kuruluş işlemleri gerçekleşip LEVEX’in alınıp satılabilir olması sağlandıktan sonra, roadmap ile de uyumlu bir şekilde, geliştirmeler devam eder. Büyüme ve yayılma aşaması diyebileceğimiz bu süreçte Levershare tarafından geliştirilmiş, tamamen değer odaklı ve orijinal bir etkinlik olan Coincarnation’un hayata geçirilmesi sağlanır. Coincarnation, LEVEX’in dolaşıma giriş prensibini oluşturan Proof of Value ilkesinin iyi bir örneği ve uygulaması olup detayları bir sonraki bölümde yer almaktadır.


Artırılmış Airdrop ve Nitelikli Ön-Satış olarak ikiye ayrılan Coincarnation için toplam 1,8 trilyon LEVEX tahsis edilmiştir. Bu tutarın 7,12 milyarı Artırılmış Airdrop’ta, 1,12 trilyonu ise Nitelikli Ön-Satış aşamasında dağıtılır. Geriye kalan 663 milyarı ise likidite olarak DEX’e eklenir.

3.3.3. Leversity

Toplam arzdan arda kalan 438 trilyon LEVEX ise, fırsat eşitliği ilkesi gereği, tüm dünya vatandaşlarının Kişisel Değer Para’ları karşılığı kazanabilmeleri için Leversity’ye tahsis edilmiştir.


Tokenomics hakkında açıklanması gereken son konu her bir işleme uygulanan %3’lük vergidir. Bu tutarın %1’i tutuculara, cüzdanlarındaki LEVEX oranında dağıtılır. Diğer %1 DEX havuzuna yönlendirilir. Geriye kalan %1 ise Fair Future Fund’a aktarılır ki Fund hakkındaki detaylar whitepaper’in ilerleyen kısımlarında sunulacaktır.

3.4. Coincarnation

Kriptopara piyasaları, merkeziyetsizlik, düzenlemelerin olmaması, kötü niyetli girişimler, şeffaflık sorunu ve FOMO gibi nedenlerle, doğası gereği riskli bir yapıya sahiptir. Diğer taraftan gelişmiş teknolojik altyapı, piyasada kısa zamanda büyük kazançlar elde edilebilmesiyle aynı hızda büyük kayıplar da doğurabilmektedir. Ancak yatırımcıları bu riskler karşısında koruyacak bir mekanizmaya ise henüz sahip değiliz. İşin doğrusu geleneksel ekonomiden aşina olduğumuz koruyucu sistemlerin kriptopara piyasasında uygulanma imkânı ne yazık ki yoktur. İşte orijinal bir Levershare etkinliği olan Coincarnation, yatırımcıların zararlarını giderme ya da azaltma amacıyla geliştirilmiş, değer kanıtına dayana bir ilk arz etkinliğidir.

3.4.1. Coincarnation Fikri ve Gelişimi

Coincarnation’un çıkış noktası deadcoinlerdir. Büyük tanıtımlar ve beklentilerle piyasaya sürülen bazı kripto varlıklar, bir süre sonra piyasa değerinin yok olmasına sebep olacak gelişmelerle karşı karşıya kalabiliyor. Projenin SCAM olması, teknolojik sorunlar yaşaması, ekibin projeyi terk etmesi ya da amacın sürdürülebilir olmaması gibi nedenler bu duruma sebep olabilir. Sebep ne olursa olsun sonuç iyi niyetli yatırımcıların paralarından arda kalan, cüzdanlarındaki değersiz dijital tozlardır. Bunlara deadcoin diyoruz. Coincarnation, deadcoin tutucularının zararlarının azaltılması yada tamamen yok edilmesi fikrinden ortaya çıkmıştır.
 

Diğer taraftan deadcoinler bir sonuçtur ve kesin zararı ifade eder. Bu durumda Coincarnation fikri geliştirilmeli ve zarar ortaya çıkmadan önce müdahale edecek şekilde genişletilmelidir. Bir varlığın deadoine dönüşmeden önce gösterdiği belirtileri gösteren kripto varlıkların bir süre sonra aynı durumla karşılaşacağını tahmin etmek zor değildir. İşte bu belirtileri gösteren varlıkları zombilere atfen ‘walking deadcoin’ olarak adlandırabiliriz. Walking deadcoinler aşağıda belirtilen özelliklerin bir veya daha fazlasına sahiptir.
 

3.4.1.1. Terk Edilmişlik

Bu, projeye ait en temel sorunu ve dolayısıyla riski temsil eder. Bir projede terk edilmişlik riski varsa bu, projeye ait kripto varlığın eninde sonunda bir walking deadcoine dönüşeceğinin garantisi sayılabilir. Ancak merkeziyetsiz projeler bu risk kapsamı dışındadır. Terk edilmişlik riskini üç başlık altında somutlaştırabiliriz.
 

Sosyal Medya Kaynaklı Sorunlar:
Kriptopara projelerinin en değerli varlığı topluluklarıdır ve sosyal medya, projenin topluluğuyla iletişim kurduğu ortamdır. Sosyal medya dinamik ve aktif olarak yönetiliyor olmalıdır. Bu, adeta projenin yaşadığının bir göstergesidir. Örneğin kriptopara projelerinin en yaygın kullandığı sosyal medya platformu olan X’te (eski adıyla Twitter) 3 aydan daha uzun süre herhangi bir aktifliğin bulunmaması gerçekten büyük bir sorun olabilir. Bununla birlikte, hali hazırda 2 hatta 3 yıldır X hesabında herhangi bir aktiflik bulunmayan onlarca proje bulunmaktadır. Elbette projeler X’i kullanmak zorunda değil. Bu riskin varlığını doğrulamak için projenin resmi olarak duyurduğu tüm sosyal medya hesaplarının incelenmesi gerekir. Son bir uyarı ile bu konuyu kapatalım. Özellikle ayı sezonunda tamamen terk edilmiş sosyal medya hesaplarının yıllar sonra boğa sezonunda aktive edilmeye çalışılması dürüstlük sayılamaz. İyi bir kaptan hiçbir hava koşulunda gemisinin dümenini terk etmez.
 

Web Sitesi Kaynaklı Sorunlar:
Web sitesi bir kriptopara projesinin internetteki evidir. Projeler burada kendini en iyi ve net bir şekilde anlatmalıdır. Hedefler, teknoloji, hizmetler ve yol haritası gibi önemli noktalar açık, anlaşılır ve güncel bir şekilde anlatılmış olmalıdır. Ancak web sitesinin hiç olmadığı ya da düzgün çalışmadığı projelere ihtiyatlı yaklaşmak gerekir. Güncel durumda web sitesine ulaşılamayan yada sorunlu bir web sitesine sahip onlarca projeye denk gelmekteyiz.
 

Ekip Kaynaklı Sorunlar:
En merkeziyetsiz olanlar dahil tüm kriptopara projelerinin bir ekip tarafından geliştirildiği açıktır. Tam merkeziyetsizliği başarmış bir projede ekip yada geliştiricilerin ortalıkta görünmesi beklenmeyebilir. Bunun dışındaki projelerde, ki güncel durumda bu oran %99’un üzerindedir, aktif, çalışan ve toplulukla iletişime geçen bir ekip, sahip yada geliştiricilerin bulunması güven açısından önemlidir. Diğer taraftan ekip yada proje sahiplerinin iş ahlakına aykırı, suç teşkil edecek ya da yatırımcıların zararına yol açacak faaliyetler içerisinde olması da projenin sürdürülmesinin önünde büyük bir engel oluşturacaktır. Son dönemde yaşanan FTX olayı bunun en bariz örneğidir.
 

3.4.1.2. Ponzi Riski

Hiçbir ponzi sürdürülebilir değildir. Bu tür yapılar küçük bir azınlığın finansal durumunu maksimize ederek doygunluğa ulaştığında çoğunluğun büyük bir kayba uğraması pahasına çökerler. Kriptopara endüstrisi ise ponzi tarzı yapılanmanın hayata geçirilebilmesine son derece uygundur. Yatırımcılar yükselen bir grafiği yakaladıklarını ve bundan kar edebileceklerini düşünüp yatırım yaptıklarında genellikle ponzinin hangi aşamada olduğunu bilemezler. İşin doğrusu böyle bir durumda ponzinin kurucuları ve ilk yatırımcılar dışındaki kişilerin para kazanması bir mucizenin gerçekleşmesi gibidir. Dolayısıyla bir ponziye yatırım yapmak risk almak olarak bile değerlendirilemez çünkü bu, riskten daha fazlasıdır. Bu nedenle yatırımcıların, projelerin akıllı kontratını ve tokenomics’ini dikkatle incelemesi gerekir. Kısa vadede büyük para kazanma beklentisinin genellikle zararla sonuçlanacağı unutulmamalıdır.

3.4.1.3. Borsa Delistleri ve Likidite Sorunları

Merkezi borsalardan yatırımcı menfaatlerine öncelik verenler, listeledikleri projelerin durumunu sürekli takip ederek kalitesi düşük olanları delist etmektedir. Ancak tüm borsaların böyle hassas politikalarının olmadığını belirtmek gerekir. Bir projenin merkezi bir borsa tarafından delist edilmesi halinde, walking deadcoin olup olmadığına karar vermek için diğer risklerin varlığı araştırılmalıdır.


Delist, merkezi borsaların bir uygulamasıdır. Merkeziyetsiz borsalarda bu durum likiditenin çekilmesi yada rug pull olarak görülür. Yani bir kripto varlığın merkezi bir borsada listelenmemiş olması nedeniyle delist edilmemesi walking deadcoin olmadığı anlamına gelmeyeceği gibi listelemenin devam etmesi de sağlıklı bir proje olması için yeterli olmayabilir. Bu risk ortaya çıktığında borsanın delist için gösterdiği gerekçelere ek olarak burada saydığımız diğer kriterlere göre detaylı bir incelemenin yapılması gerekir.


Diğer taraftan merkeziyetsiz borsa havuzunda likiditenin azlığı, ilgili varlığın işlem çiftinde trade sorunlarına sebep olacaktır. Böyle bir durumda terk edilmişlik riskinin bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Çünkü yeni kurulan ve büyüme aşamasındaki projeler başlangıç olarak merkeziyetsiz borsalarda listeleme yapacak ve likiditeyi artırma çabası içinde olacaktır. Bunları walking deadcoin olarak nitelendirmek doğru olmayacağından likidite sorunları yaşayan bir proje değerlendirilirken mutlaka diğer risklerin varlığı araştırılmalıdır.

3.4.1.4. Ağ ve Akıllı Kontrat Kaynaklı Riskler

Blockchain ya da akıllı kontratın istikrarını tehlikeye atan güvenlik riskleri projenin hayatta kalmasının önünde büyük bir engel oluşturabilir. Bu tarz bir riskle karşılaşan projeye yönelik güven kaybı, kaçınılmaz olarak fiyat düşüşleri ve projeden kopmaların yaşanmasına yol açacaktır. Bu risk kategorisinin kendine has bazı özellikleri vardır. Şöyle ki; Hiçbir riski yokken, ağ ve akıllı kontrat kaynaklı bir risk ortaya çıktıktan sonra diğer risklerin de belirmeye başlaması kuvvetle muhtemeldir. Dolayısıyla küçük bir güvenlik açığı yada hata tüm projeyi felakete sürükleyecektir. Başta DeFi projeleri olmak üzere kriptopara endüstrisinde bu tarz riskler yüzünden yok olan onlarca proje bulunmaktadır.


Bunun en bilindik örneklerinden biri de LUNA faciasıdır. LUNA ile USTC arasındaki yapısal ilişkinin taşıdığı güvenlik riski ortaya çıkınca her iki varlığın piyasa değerinde milyarlarca dolarlık bir kayıp yaşandı. Teorik olarak bu açık kapatılarak LUNA yoluna devam edebilirdi ancak pratikte öyle olmadı. Projeye ve ekibe yönelik güven kaybı satışların daha da derinleşmesine neden oldu. Böylece projeden kopmalar yaşandı, sosyal medya ve ekip kaynaklı sorunlar terk edilmişlik riskinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Ayrıca yasal sorunlar ortaya çıktı ve varlığın fiyatı %99’un üzerinde değer kaybetti. Buradan görüleceği gibi ağ ve akıllı kontrat kaynaklı riskler faklı risk kategorilerinin de ortaya çıkmasına sebep oldu. Halen daha Terraform Labs adlı topluluk adı altında bir grup LUNA gönüllüsü projenin yeniden hayata dönmesi için çalışıyor. Her geçen gün terk edilmişlik riskinin kendi kendini daha da fazla gerçekleştirmesine karşı piyasayı ikna edip edemeyeceklerini hep birlikte göreceğiz. Bu çalışmanın yazıldığı 25 Temmuz 2024 tarihi itibariyle LUNA, LUNC ve USTC adlı coinlerin birer walking deadcoin olduğunu ifade etmek gerekir.

3.4.1.5. Yasal Sorunlar

Kriptopara projeleri geleneksel projelere göre nispeten özgür bir alanda faaliyet gösterse de hukuk sistemi ile yollarının kesiştiği çok fazla konu vardır. En başta hukuk sisteminin yasakladığı bir konuda proje geliştirmeye çalışmak büyük bir risk teşkil edecektir. Gerekli yasal araştırmayı yapmadan çıkartılan ve belirli bir finansal büyüklüğe ulaşan projelerin yaşanan hukuki sorunlar sonrası hızla değer kaybına uğradığı birçok kez şahit olunan bir durumdur. DeFi projelerinde bu durum defalarca yaşandı. Yasal sorunlar yaşayan bir proje bu sorunu çözene kadar walking deadcoindir. Eğer sorun çözülürse bu risk ortadan kalkar ancak çözülemezse muhtemelen diğer riskler de belirmeye başlar ve proje deadcoin olma yolunda ilerler.

3.4.1.6. İşlem Hacimlerinde ve Fiyatta Düşüş 

Bu kategoriyi bir sebep değil sonuç ve yukarıdaki göstergelerin bir sağlaması olarak değerlendirmek gerekir. Yani bu asli değil karar vermeyi kolaylaştıran yardımcı bir kriterdir. Fiyatı düşen her varlık walking deadcoin değildir dolayısıyla bu riskin varlığı halinde mutlaka diğer risklerin var olup olmadığına bakılmalıdır.
 

Kaybolan beklentiler nedeniyle varlıktan kopmalar büyük fiyat düşüşlerine ve işlem hacminde azalmaya sebep olur. Bu kategoride işlem hacminin uzun vadeli seyri önemli bir göstergedir ancak fiyat aldatıcı olabilir. Çünkü borsa listelemeleri olmasa walking deadcoin haline gelecek varlıkların spekülatif hatta manipülatif bazı işlemlerle fiyatının yukarı doğru hareket ettirilmesi mümkündür. Bu durum iyi niyetli ve arka planda olup bitenleri bilmeyen yatırımcılara zarar ettirmekten başka bir işe yaramaz. Zaten fiyat da kalıcı bir yükseliş göstermeyip bir süre sonra başladığı yerin dahi altına düşecektir. Bir walking deadcoin genellikle ATH’ına göre %90’ın üzerinde değer kaybı yaşar.

3.4.2. Hangi Varlıklar Walking Deadcoin’dir?

Hangi varlıkların bir walking deadcoin olduğunu tespit etmek oldukça zordur. Çünkü bu, daha önce konuşulmamış yeni bir konudur ve karar vermeyi zorlaştıran gri bir alan vardır. Bu durumu objektif kriterlere dayandırmak daha tutarlı ve güvenilir analiz yapılmasını mümkün kılacaktır. Bu nedenle bir önceki bölümde sayılan, kripto varlıkların deadcoine dönüşmeden önce gösterdikleri sinyalleri temele alan bir ölçek geliştirdik.

Tablo 1: Walking Deadcoin Kriterleri

WD Rating

Bu ölçekte Ponzi riski bir kriter olarak değerlendirmeye alınmadı. Çünkü ponziler ölü doğmuş yapılardır, dolayısıyla walking deadcoin bile olamazlar. Yatırımcılar böyle bir varlığa yatırım yapmamalı, yapmışlarsa da durumu anladıkları anda projeyi terk etmelidirler.


Ölçek 0 ile 1 arasında bir sonuç verecek şekilde tasarlanmıştır. Değerlendirme skorunun 0 olması varlığın sağlıklı olduğunu gösterirken sonucun 0 ile 1 arasında yer alması walking deadcoin olduğunu gösterir. Değer 1’e yaklaştıkça varlığın walking deadcoin olma derecesi artar. Bu da ilgili varlığın güçlü bir deadcoin adayı olduğunu yani büyük riskler taşıdığını gösterir. Ölçek tüm kripto varlıklar için kullanılabilir. Sonuçları daha anlaşılır ifade edebilmek için aşağıdaki tabloda yer alan risk sınıflandırma kriterini geliştirdik.
 

Tablo 2: Walking Deadcoin Sınıflandırma

Yellow List-5_edited.jpg

Ördek testi şöyle der: Ördek gibi görünüyor, ördek gibi yürüyor ve ördek gibi vaklıyorsa, o zaman ördektir. Bir kripto varlık deadcoinlerin, deadcoin olmadan önce gösterdiği belirtileri gösteriyorsa muhtemelen yakında deadcoin olacaktır. Yatırımcılar o varlığı tutarak taşıdıkları riski görebilselerdi gözlerine inaanmazlardı. İşte bu noktada Coincarnation devreye giriyor. Bir walking deadcoin tutulmaya devam ederse deadcoine dönüşecek, satılsa muhtemelen büyük bir zarar edilecektir. Oysa coincarne ile beklentiler kaldığı yerden, daha güçlü bir formda yaşamaya devam edecektir.


Burada ifade edilmesi gereken konu ise yatırımcıların ellerindeki varlığın bir walking deadcoin olduğuna ikna olmak istememeleridir. Yatırım faaliyetlerinde beklentilerden beslenen bir psikolojik bariyer bulunmaktadır. Yatırımcılar stop-loss yapmaya isteksizdir çünkü beklentilerinin bitmesini istemez. Üstelik kriptopara yatırımcılığı alanında HODL olarak adlandırılan ve ‘ne olursa olsun tut’ gibi bir anlam ifade eden popüler bir kavram vardır. Kararlı ve tutarlı bir yatırım politikası elbette önemlidir ama hangi varlığın HODL edildiği daha önemlidir. Bir walking deadcoin projesinin yaratıcısı olduğunuzu ve varlığınıza yatırım yapmış binlerce HODLER’a sahip olduğunuzu düşünsenize…


İşte Coincarnation, değeri tamamen sıfırlanmış yada sıfırlanma riskine sahip kripto varlıklardaki yatırımcı zararlarını ortadan kaldıracak yaratıcı bir ilk arz etkinliğidir. Aslında Coincarnation kriptopara piyasası için bir ihtiyaçtır. Şimdi detaylara geçebiliriz.
 

3.4.3. Coincarnation’un Uygulanması

Coincarnation, deadcoinleri ve walking deadcoinleri farklı bir formda yeniden hayata döndürmeyi amaçlayan, Levershare’e özgü bir airdrop ve ilk arz etkinliğidir. Artık bir değeri olmayan Deadcoinler airdrop, değeri büyük oranda düşmüş olan Walking Deadcoiler ise ön satış yöntemiyle LEVEX’e dönüştürülecektir. Yatırımcılara sağlayacakları doğrudan yarardan dolayı Deadcoin dönüşümleri Artırılmış Airdrop, walking deadcoin dönüşümleri ise Nitelikli Ön-satış olarak adlandırılmıştır. Son olarak elinde deadcoin ve walking deadcoin bulunmayan yatırımcılara yönelik bir ek kategoriye ihtiyacımız vardır. Öncelikle Artırılmış Airdrop, daha sonra da Nitelikli Ön-Satış ve ek kategorinin detaylarını açıklayalım.

3.4.3.1. Artırılmış Airdrop

Levershare, Coincarnation ile Airdrop etkinliklerine fayda ve değer unsurlarını ekleyerek geliştirmiş ve farklılaştırmıştır. Bu etkinlikte yatırımcıların cüzdanlarındaki deadcoinlerin LEVEX ile takas edilerek yeniden hayata döndürülmesi hedeflenir. Deadcoinlerin maddi bir değeri olmadığı için bu dönüşüm bir satış değildir ancak Levershare ruhu ve vizyonunu çok iyi yansıtan bir tanıtım etkinliğidir. Değer ve fayda odaklı bu tanıtım, yatırımcılar ve Levershare için karşılıklı bir kazan-kazan aktivitesidir. Artırılmış Airdrop detayları aşağıdaki tablodan görülebilir.

Tablo 3: Artırılmış Airdrop Uygulama Planı 

Yellow List-8_edited.png

Artırılmış Airdrop’un birinci fazına toplam 600 milyon LEVEX ayrılmıştır. Bu miktar ilk gelen 1.200 cüzdana 500’er bin olacak şekilde dağıtılacaktır. İkinci faza geçişte yararlanacak cüzdan sayısı 2.000’e çıkarken cüzdan başına dağıtılacak LEVEX miktarı azalarak 450 bine düşecektir. İkinci faza tahsis edilen LEVEX miktarı 900 milyondur. Diğer fazlar için de tabloda görülen şekilde dağıtım yapıldığında toplam 20.000 cüzdana 7,12 milyar LEVEX dağıtılmış olacak ve Artırılmış Airdrop sonlandırılacaktır.


Dağıtım yöntemi ise deadcoin başına 1 LEVEX şeklinde gerçekleştirilecektir. Yani LEVEX/deadcoin dönüşüm oranı 1’dir. Bir cüzdan, örneğin ilk faza katılmış olmak şartıyla, Artırılmış Airdrop’tan toplamda maksimum 500 bin LEVEX elde edebilir. Fazlar ilerledikçe bu miktar azalacaktır. Bunun anlamı şudur: Bir katılımcı, katılım sırasına göre ilgili fazdan bir yer rezerve eder. Bu yer kendisine, belirlenen miktarda LEVEX alma hakkı sağlar. Bu hakkını istediği gibi kullanabilir. Bir varlığın yetmemesi halinde farklı deadcoinlerle hak ettiği miktarda LEVEX alana kadar katılım sağlayabilir. Coincarnation sonlandırılana kadar farklı varlıklarla katılarak hak ettiği LEVEX’leri alabilir. Gönderilen deadcoin miktarının hak edilen LEVEX adedini karşılamaması halinde ise hak ettiği ama alamadığı kısım rezervlere eklenir.

3.4.3.2. Nitelikli Ön-Satış

Coincarnation etkinliğinin ikinci kategorisini oluşturan Nitelikli Ön-Satış, deadcoin olma yolunda ilerleyen kripto varlıkların, walking deadcoinler, LEVEX ile takas edilerek yeniden hayata döndürülmesini hedefler. Detaylara geçmeden önce bir ayrımı netleştirmemiz gerekir. Fiyatı düşen her kripto varlık walking deadcoin değildir. Kriptopara piyasalarının doğasında volatilite zaten vardır ve önde gelen varlıkların dahi bundan etkilenmesi normaldir. Walking deadcoinlerin özellikleri hakkında bir önceki kısımda detaylı bilgi verilmişti. Ayrıca Levershare kapsamlı bir araştırma ile hangi varlıkların walking deadcoin olabileceğini tespit ederek sosyal medya hesaplarında ve web sitesinde paylaşmaktadır.


Coincarnation’un bu kategorisinin ‘Nitelikli Ön satış’ olarak adlandırılmasının nedeni LEVEX arzlarına değer ve fayda unsurlarını katmış olmasından kaynaklanır. Bu da değer kanıtı ilkesinin uygulandığını ve hiçbir LEVEX’in sebepsiz yere dolaşıma girmediğini göstermektedir. Borsa listelemeleri, çeşitli satış teknikleri ya da keyfi uygulamalar yerine ‘ihtiyaca karşılık arz’ politikasının LEVEX’in fiyat performansına olumlu katkı sunacağı açıktır. Bu etkinlik hem yatırımcılar ve hem de Levershare için iki yönlü bir kazan-kazan durumunu temsil eder.


Nitelikli ön satış ile LEVEX’e dönüştürülecek walking deadcoinlerden elde edilen fonların %61,19’u likiditeye eklenir. Geriye kalan kısım ise tanıtım ve teknolojik altyapıyı güçlendirme amaçlı işlemlerde kullanılır. Nitelikli ön satış uygulama planı aşağıdaki tablodan görülebilir.

Tablo 4: Nitelikli Ön-Satış Uygulama Planı

Yellow List-9_edited.png

Toplam beş fazdan oluşan Nitelikli Ön-Satış, artan fiyat ve miktar ilkesine göre uygulanır. Birinci fazda toplam 70,15 milyar LEVEX rezervlerden çıkarak dolaşıma girer. Bu aşamada fiyat 0,0000026’dır. Yani her 1 USDT’lik walking deadcoin, 182.390 LEVEX ile takas edilerek dolaşıma girmiş olur. Bu yolla ilk fazda toplam 283.400 USDT’lik bir fon sağlanacaktır. Bu fonun 111.604 USDT’lik kısmı likiditeye eklenir geriye kalan 70.786 USDT’lik kısmı ise tanıtım amaçlı aktivitelerde ve teknolojik altyapı çalışmalarında kullanılır. Diğer fazlar da benzer şekilde uygulanır ve Nitelikli Ön-Satış tamamlanır.


Nitelikli Ön-Satış kategorisine en az 5, en fazla 10,000 dolar değerinde walking deadcoin ile katılım sağlanabilir. LEVEX takasında katılım anındaki walking deadcoin değeri baz alınır. Walking deadcoin dışındaki varlıklarla katılım sağlanması halinde bu varlıklardan Coinmarketcap sıralamasında piyasa değerine göre ilk 100’de bulunanlar Fair Future Fund rezervlerine eklenerek saklanır. Diğerlerinin tamamına walking deadcoin muamelesi yapılır.


Levershare faaliyetleri Coincarnation’a bağlı değildir. Coincarnation başlamadan önce LEVEX hayata geçmiş olup Levershare diğer hedeflerine yönelik çalışmaya başlamıştır. Coincarnation LEVEX dolaşımını artırarak tanınmasını ve yaygınlaşmasını sağlamanın etkili bir yoludur. Coincarnation’un bir ön satış etkinliği olduğu ve Proof of Value ilkesi doğrultusunda LEVEX dolaşımına katkı sağladığı unutulmamalıdır. Rasyonel yatırımcıların ölmek üzere olan zayıf varlıklarını güçlü bir dünya parasına dönüştürmek istemeleri makul bir beklentidir.

3.4.3.3. Ek Kategori

Ek kategori, cüzdanında deadcoin ve walking deadcoin bulunmayan ancak LEVEX’e yatırım yapmak isteyen yatırımcılar içindir. Bu kategori Pancakeswap merkeziyetsiz borsası üzerinden uygulanır.

3.4.4. Operasyonel İşlemler

Coincarnation’un hedefi, binlerce projeye ait, yüzbinlerce yatırımcının cüzdanlarında umutsuzca tuttuğu, piyasa değeri yüz milyonlarca dolara varan kripto varlığın LEVEX ile takas edilerek bir dünya parasına dönüştürülmesidir. Bu da operasyonel işlemlerin otomatikleşmesini zorlaştırır. Bu nedenle operasyonel kısmın cüzdan üzerinden yönetilmesi gerekmektedir. Yatırımcılar coincarne etmek istedikleri varlıkları Levershare tarafından belirlenen cüzdana transfer ederek bir form doldurur. Gerekli dönüştürme işlemleri Levershare ekibi tarafından gerçekleştirildikten sonra katılımcının hak ettiği LEVEX’ler cüzdanına transfer edilir.

Bölüm 4: Fair Future Fund

Gelir eşitsizliklerinin en önemli iki kaynağının sermaye kazançları ile teknolojik yenilikler olduğunu daha önce belirtmiştik. Bu iki kaynağı tekelinde tutan belirli azınlık bir kesim, dünyanın geri kalan büyük bir çoğunluğunun aksine sürekli olarak zenginleşmektedir. Bu fırsatlardan, dünyanın geri kalanı da faydalanmadığı sürece gelir eşitsizlikleri azaltılamaz. Aslında akademisyenler, siyasetçiler, uzmanlar, sivil toplum kuruluşları ve dünya halklarının büyük bir kısmı bu durumun farkındadır ancak kayda değer bir adım atılamamaktadır. Bu konuda yapılan ciddi çalışmaların sınırlı olumlu sonuçlar verdiğini ancak büyük bir kısmının ise mevcut eşitsizlik durumunu daha iyi ifade etmekten öteye geçemediğini görmek son derece üzücüdür. Oysa Levershare yaklaşımı farklı, modern ve yenilikçidir. Bu yaklaşım, dünyanın ürettiği sermaye kazancı ve teknolojik yeniliklerden kaynaklanan fırsatlardan tüm dünya vatandaşlarının tam bir fırsat eşitliği içerisinde yararlanmasını sağlar. Fair Future Fund oyunu kuralına göre oynar.

4.1. Kuruluş

Levershare kendi içinde değer üreten bir ekosistem olsa da dış dünyadan kopuk olması beklenemez. Açık ve dinamik bir sistem olmanın gereği olarak kesintisiz bir şekilde dış dünya ile veri alış-verişinde bulunur, gelişmeleri takip eder, fırsatlardan faydalanır ve Levexian’ların da faydalanmasını sağlar. Levershare’de bu işlemler Fair Future Fund üzerinden gerçekleştirilir.


Fair Future Fund (FFF) her bir LEVEX işleminden kesilen %1’lik vergilerle otomatik ve doğal bir mekanizma ile kurulur ve sürekli olarak fonlanır. LEVEX hayata başlar başlamaz FFF de otomatik olarak fonlanmaya başlayacaktır. FFF’de biriken fonlar aşağıdaki şekilde kullanılır.

4.2. Yatırımlar

Blockchain tabanlı teknolojiler dünya için büyük değişimlere sebep olsa da yaşadığımız dünyadan farklı bir yere göç edeceğimiz anlamına gelmez. Kriptopara projelerinin en büyük zaafları arasında, kurdukları sanal ekosistemlerin insanların her türlü ihtiyacını karşılayacağını hayal etmeleri yer alır. Oysa insanlar doğup büyüdükleri, içinde yaşadıkları, fiziki ve duygusal bağ kurdukları, her an veri alış-verişinde bulundukları gerçek dünyadan kopamaz. Sanal ile gerçek arasında büyük bir boşluğun olması uyum ve güven sorunlarına yol açmaktadır. FFF sanal ile gerçek arasında güçlü bir köprü kurar. Bu durum Levershare’in, hem milyarlara varan hedef kitlesine ulaşmasını kolaylaştırması, hem yaygın kabul görmesi ve hem de kalıcılık sağlaması açısından önemlidir.


FFF yatırımları temel olarak iki kategoriye ayrılır: Gerçek dünya varlıklarına yönelik ‘Varlık Yatırımları’ ve sermaye kazancına yönelik ‘Dinamik Yatırımlar.’

4.2.1. Varlık Yatırımları

Levershare’in gelir eşitsizliklerini azaltma hedefi, yöntem olarak gerçek dünya servetinin bir eş değerinin ekosistem içinde yeniden inşa edilmesine dayanır. Bu yeniden inşanın bir parçası da gerçek dünyanın binlerce yılda yarattığı servetin ekosistem içine aktarımıdır. Bu nedenle FFF, gelirlerinin %61.8’ini gerçek dünya varlıklarını biriktirmek için kullanır. Böylece yüksek teknoloji sayesinde sanallaşan ekosistem ile fiziki dünya arasında gerçek ve güçlü bir bağ kurulmuş olur. Bu durum ekosisteme yönelik güveni de artıracaktır.
 

Gerçek dünya varlıkları altın ve gümüş başta olmak üzere petrol, doğalgaz, mısır, bakır ve kahve gibi emtialardır. Varlık yatırımlarının başlıca amacı bu emtialardan fiziki olarak stoklanabilir olanları uygun koşullarda biriktirmektir. Bu nedenle fiziki alımı yapılarak saklanabilir olanlara öncelik verilir. Hangi varlıkların hangi oranda biriktirileceğine gerçek dünyadaki dağılıma bakılarak karar verilir. Gerçek dünya servetini oluşturan varlıklar hangi oranda dağılmışsa FFF de o oranda stoklayacaktır. Burada amaç trade değil biriktirmektir.

4.2.2. Dinamik Yatırımlar

FFF kaynaklarının %38.2’sini ekosistem dışındaki sermaye kazancı ve teknolojik yeniliklerden kaynaklanan fırsatlarından faydalanmak için kullanır. Geleneksel dünyanın hisse senetleri, farklı projelere ait kriptoparalar, yeni girişimleri destekleme gibi yatırım faaliyetleri bu kategoriye dahildir.


Dinamik yatırımlar, Levershare’in dış dünya ile iletişim kurmasını ve yaşayan bir organizma gibi aktif ve canlı kalmasını sağlar. Bu sayede tüm dünya tek elden takip edilir ve en karlı yatırım fırsatları değerlendirilir. Böylece FFF’in yönetimi altındaki portföyün değerinin büyümesi sağlanır. Yani ekosistemin kendi içsel büyümesine, dışsal fırsatlar da eklenmiş olur. Bu, hızlı, sağlam ve sağlıklı bir büyüme anlamına gelecektir. Ekosistemdeki büyüme LEVEX piyasa değerine ve Levershare’e yönelik ilginin artmasına yol açacaktır.

4.3. Yönetim

Fair Future Fund, nevi şahsına münhasır bir yapıya sahiptir ancak gerçek dünyada en çok neye benzer sorusunun cevabı, Ulusal Varlık Fon’ları olacaktır. Bu benzerlik yatırım politikası, tercihleri ve amaçlarından kaynaklanmaktadır. Örneğin Varlık Fonlarının, bugünün gelirinden gelecek nesilleri faydalandırma amacı FFF için de geçerlidir. Oysa fonlama şekli ve yönetim anlayışı arasında çok büyük farklar bulunmaktadır.
 

Levershare’de merkeziyetsizlik esastır. Bu nedenle FFF’in yönetimi DAO’lar aracılığı ile gerçekleşmelidir. Varlık yatırımlarında karar alma aşamasının nispeten belirgin olması ve daha az risk içermesi nedeniyle LEVEX tutucuları arasında kurulan bir DAO tarafından yönetilmesi uygun olacaktır. Ancak dinamik yatırımlar daha risklidir ve burada merkeziyetsiz davranmak kolay değildir. Bu yatırımların küresel çapta ekonomi ve finans alanında tanınmış kişilerden kurulacak bir ekip tarafından yönetilmesi sağlanmalıdır.

4.4. Kar payı dağıtımı

Varlık portföyü ile dinamik portföy ayrı ayrı yönetilir ve birinden diğerine kaynak transferi yapılmaz. Her birinde ortaya çıkan değer artışı yada kazanç karşılığı LEVEX rezervlerden dolaşıma dolaşıma girer ve KDP değeri oranında Levexian’lara dağıtılır.

4.5. Fair Future Fund Nedir? Ne Değildir?

FFF, Levershare’in ve LEVEX yatırımcılarının haklarını koruyan ve garanti altına alan, ekosisteminin finansal güvenliğini sağlayan nevi şahsına münhasır bir fondur. LEVEX’in değerine yönelik herhangi bir taahhütte bulunmaz ve hiçbir kimse için belirli bir kâr vaadi sunmaz. LEVEX’in değeri tamamen piyasa tarafından belirlenir.


Levershare’in amaçlarına ulaşabilmesi için büyük bir fona ihtiyacı vardır. Çünkü bilimsel kanıtlar sermaye piyasalarında büyük oyuncuların daha çok ve daha sağlam kazandığını göstermektedir. FFF; yapısı, tasarımı ve doğası gereği büyüme potansiyeli yüksek bir fondur.


FFF; merkez bankaları, özel yatırım fonları, hedge fonlar, varlık yönetim şirketleri, girişim sermayesi ortaklıkları ya da finansal yatırım danışmanlığı gibi kurumlara bazı yönleriyle benzeyebilir ancak yine de farklıdır. FFF merkeziyetsizliğin merkezidir.

Bölüm 5: Leversity

Leversity, Levershare tarafından tasarlanmış, eğitim imkânlarının artırılması ve yaygınlaştırılmasını amaçlayan bir metaverse üniversitesidir. Burada tüm dünya vatandaşları tam bir fırsat eşitliği içerisinde istediği alanda eğitim alma, yeteneklerini keşfederek geliştirme ve mesleklerinde uzmanlaşma imkanına sahiptir. Nitelikleri artan bireylerin refah düzeylerini artıracak ekonomik aktivitelerde bulunma imkânı artar ve böylece kapsamlı bir ekonomik büyüme sağlanabilir.


Eğitim olanaklarının metaverse ortamına taşınması bir Levershare yeniliği olmasa da ekosistemin tamamı ile vizyon ve misyon göz önünde bulundurulduğunda bunu en etkili şekilde uygulayacak olan Leversity’dir. Leversity basit bir mantık üzerine çalışır: Eğitim verenlerle eğitim talep edenleri modern bir ortamda buluşturmak.

5.1. Leversity’nin Amacı

Leversity insanlar arasındaki eğitim açıklarını küresel çapta azaltmayı ve bilginin üretimi ile yayılmasını kolaylaştırmayı amaçlar. Böylece herkes ekosistemde bir iş kurma ve kendi KDP’sini inşa edebilme imkanına sahip olacaktır. Elbette buradaki eğitim faaliyetleri sadece Levershare’in güçlendirilmesi için değildir. Leversity’de eğitim alan herkes bu niteliklerini istediği şekilde kullanabilir.

5.2. Leversity Çalışma Sistemi

Leversity hem eğitim verenler hem de eğitim alanlar için kendi KDP’lerini inşa etme imkânı sunar. Eğitimciler yaptıkları bu eğitim faaliyeti karşılığı kendi KDP’lerini oluşturur ve değerlenmesini sağlar. Eğitim alanlar ise aldıkları eğitim sonucu niteliklerini artırır ve ekosistemde ya da ekosistem dışında kendi işlerini kurma imkanına sahip olur.

Bölüm 6: Levexia

Levershare’in gelir eşitsizliklerini azaltma hedefi bir iyi niyet beyanı değil bilimsel olarak ispatlanabilir ciddi bir çalışmadır. Önce gerçek dünyadaki servet çarpıklıklarını yansıtan küçük bir grup kurup iddia ettiğimiz yöntemlerle eşitsizliği azaltıp azaltamadığımızı burada ölçeceğiz. Eğer yöntemlerimiz işe yarıyorsa kontrollü bir şekilde bu grubu zamanla genişleteceğiz.


Bunun için NFT’lerden faydalanmanın doğru olacağını düşünüyoruz. Levexia olarak adlandırdığımız ve Neanderthal’lere atfen adına Leanderthal’ler olarak adlandırdığımız bir NFT koleksiyonu oluşturduk. Toplam 6764 adet Leanderthal’den oluşan koleksiyonun oluşumu gerçek dünya servetinin dağılımını yansıtmaktadır. Nadirlik düzeyi düşük olan Leanderthaller daha ucuz iken nadirliği yüksek olanların değeri de yüksektir. Buradaki miktar, gerçek dünya nüfusunun, fiyat ise gerçek dünya servetinin bir örneklemidir.
 

Leanderthaller, sahibinin KDP’si işlevine sahiptir. Yani Leanderthal sahipleri ekosistem büyüdüğünde bu NFT’leri KDP’leri olarak kullanabilecek ve ekosistemin tanıdığı tüm hakları kullanabilecektir. Ayrıca FFF kar payı dağıtımından faydalanabileceklerdir. Ayrıca ekosistemde doğacak yeni fırsatlardan da ilk olarak Leanderthal’lerin faydalanması sağlanacaktır. Levexia, Levershare’in ayrıcalıklı topluluğudur.

Bölüm 7: Yol Haritası

Levershare yol haritası, birbirini takip eden başlıca dört aşamadan oluşur. Bunlar LEVEX’in hayata geçirilmesi, Fair Future Fund’un kurulması, L&S Chain’e geçiş ve Leversity’nin açılmasıdır.

7.1. LEVEX’in Hayata Geçirilmesi

Levershare, paranın önemine binaen LEVEX’e öncelik verir. Bu itibarla öncelikle LEVEX’i güçlü bir şekilde hayata geçirmeyi amaçlar. Bu aşamada daha çok tanıtım ve benimsenmeyi sağlayacak tüm adımlar atılır. Bu adımların başlıcaları şunlardır;


• Coingecko ve Coinmarketcap listelemeleri
• DEX listelemesi ile LEVEX’in fiilen hayata geçirilmesi
• Coincarnation’un uygulanması ve değer karşılığı fiili dolaşımın sağlanması
• Levexia’nın kurulması ve Leanderthal’lerin hayata geçirilmesi
• En az bir CEX listelemesi

7.2. Fair Future Fund’un kurulması

Fair Future Fund’un kurulma süreci aslında LEVEX’in hayata geçirilmesi ile otomatik olarak başlamıştır. Çünkü LEVEX işlemlerinden kesilen her bir %1 FFF rezervlerine aktarılır. Ama aktif yatırımların yapılabilmesi için yasal gerekliliklerin karşılanması ve ekiplerin oluşturulması gerekir. Bu aşamada yapılacak işlemleri belli başlı maddeler halinde özetleyecek olursak:


• Gerekli yasal izin ve lisansların alınması
• Varlık portföyü ve dinamik portföy için ekiplerin kurulması
• Şeffaflık ilkesi içerisinde gerçek dünya varlıklarına yatırım
• LEVEX likiditesi ve benimsenmesinin artırılması
• CEX listelemeleri
• Varlık portföyünün periyodik olarak ilan edilmesi

7.3. L&S Chain’e Geçiş

Başlangıç olarak Binance Smart Chain ağında hayata geçirilmiş olan LEVEX, Levershare’in kendi ağına taşınacaktır. Bu aşama ekosistemin fiilen çalışmaya ve kendi değerini üretmeye başladığı aşamadır. Belli başlı yapılacaklar ise şunlardır:


• L&S Chain testnet ve mainnet’in hayata geçirilmesi
• L&S tarayıcısının kullanıma açılması
• L&S wallet’in tanıtılması

7.4. Leversity’nin Kurulması

Son olarak Leversity kurulur ve bir önceki aşamada altyapısı hazırlanmış olan KDP’ler burada fiilen üretilmeye başlanır. Bu aşamada:


• Kişisel Değer Para’ların fiilen üretilmeye başlanması
• LevEX borsasının kurulması ile KDP’ler dahil çok sayıda dijital varlığın ekosistem içinde ticaretinin başlatılması
• Levexia üzerinden gelir eşitsizliklerinin ölçümü

Sonuç

Levershare, gelir eşitsizliklerini akılcı ve bilimsel bir yoldan azaltmayı amaçlarken bu sorunun barındırdığı muazzam ekonomik enerjinin de açığa çıkmasını sağlar. Bu enerji eşitsizlik karşısında sıkışıp kalmış milyarlarca insandan doğan küresel sinerjiden kaynaklanır. Levershare gelir eşitsizliklerini azaltma hedefini hiç kimsenin hayır diyemeyeceği yöntemlerle adım adım gerçekleştirir. Bu da dünyanın en büyük topluluğunu kurabilme potansiyeli taşıdığı anlamına gelir.


Potansiyel hedef kitlenin genişliği, gereksiz bir kalabalığı organize edeceği anlamına gelmez. Çünkü Levershare tüm dünya vatandaşlarının kendi ekonomik çıkarlarını yine kendi yetenekleri ile maksimize edebilmelerini mümkün kılacak yenilikçi bir yaklaşımdır. Burada her bir birey merkeziyetsiz teknolojilerin sağladığı fırsat ile maksimum düzeyde güçlendirilmiştir. Levershare’in sunduğu imkân ve fırsatlar, zaman ve mekân sınırlaması olmaksızın tüm dünya vatandaşlarının elinin altındadır.


Gelir eşitsizliği hakkında konuşmanın bile anlamsız görüldüğü günümüz dünyasında Levershare’in yaklaşımı tükenen umutların yeniden canlanmasına sebep olabilir. Bu sadece bireyler için değil bazı sivil toplum kuruluşları, ulusal ya da küresel kurumlar ve hatta devletler için bile yeni bir umut ışığı anlamına gelmektedir. Uygulanabilir bir model ile bu soruna etkili bir çözüm sunmak kısa sürede büyük ilerlemeler sağlamamıza olanak tanıyacaktır. Gelir eşitsizliklerinin azaltılması ise birçok pozitif dışsal etki ile genel bir ekonomik iyileşmenin önünü açabilir.

Kaynakça

Gladwell, Malcolm ( 2008), Outliers: The Story of Success, Little, Brown and Company. USA.
Global Wealth Report (2023), UBS. Erişim Adresi: efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.visualcapitalist.com/wp-content/uploads/2023/10/gwr-2023-en-2-1.pdf
Huang, Jon, O’Neill, Claire and Tabuchi, Hiroko (2021), Bitcoin Uses More Electricity Than Many Countries. How Is That Possible?” The New York Times. Erişim Adresi: https://www.nytimes.com/interactive/2021/09/03/climate/bitcoin-carbon-footprint-electricity.html
Piketty, Thomas (2017), Capital in the Twenty-First Century, Belknap Press: An Imprint of Harvard University Press, USA.

bottom of page